MENÜ
Program Koordinatörü: Prof.Dr. Volkan Ediger
İletişim: volkan.ediger@khas.edu.tr
Ekonominin hayati bir girdisi olan enerji, ülkelerin sürdürülebilir kalkınması için gerekli olan en stratejik konular arasında yer almaktadır. Bunun başlıca nedeni, günümüz dünyasında %90 oranında fosil yakıtlara dayalı olan enerji sisteminin, kaynak yetersizliği, çevresel sorunlar ve küresel iklim değişikliği gibi nedenlerle sürdürülebilir olmamasıdır. Enerjiyi önemli kılan bir diğer etken ise, fosil yakıtlardan düşük karbon emisyonlu yeşil enerji sistemine geçtiğimiz ve doğal gazı geçiş yakıtı olarak kullandığımız bu günlerde özellikle büyük enerji oyuncusu ülkeler arasındaki jeopolitik rekabetin artmakta olmasıdır. Söz konusu rekabet klasik kaynak mücadelesini hızlandırarak, küresel çapta siyasal ve ekonomik istikrarın bozulmasına neden olmaktadır.
Ülkemiz enerji sistemi de ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Enerji talebinin yaklaşık dörtte üçünü, 50-60 milyar dolarlık kaynak karşılığında ithal etmek zorunda kalan Türkiye’de dışa bağımlılık çok önemli bir sorun olarak enerji güvenliği ve ülke güvenliğini tehdit altına almaktadır. Enerji kaynaklarında ithalata bağımlılık, ülkede en fazla tüketilen birincil enerji kaynakları olan petrol ve doğal gazda yüzde 90’nın üzerindedir. Buna karşılık yerli enerji kaynağı üretimi ise giderek azalarak üretim ve tüketim arasındaki açığı büyütmektedir. Bu özelliklere sahip bir enerji sisteminin ve dolayısıyla onun yaşamsal girdisi olduğu ülke ekonomisinin 21. yüzyılda sürdürülebilirliği mümkün görünmemektedir.
Türkiye’nin enerji sisteminin diğer bir özelliği de, yükselen pazar olarak son yıllarda tüm dünyanın dikkatini çektiği hızlı kalkınma nedeniyle enerji talebinin yüksek olmasıdır. Son 50 yılda birincil enerji talebi artışı %5, elektrik enerjisi talep artışı ise %8 oranında gerçekleşmiş olup talep artışının uzun bir süre daha sürmesi beklenmektedir. Dolayısıyla bir yandan başta linyit olmak üzere yerli üretimi artırma çabaları hızlanırken öte yanda enerji verimliliği ve etkinliğinin artırılarak ekonomik kalkınmaya zarar vermeden enerji talebinin düşürülmesi gerekmektedir. Bununla beraber dünyanın en büyük enerji üreticileri ile tüketicileri arasındaki özgün jeopolitik konumunun Türkiye’ye kazandırdığı enerjide köprü, kavşak ya da hub olma konusundaki üstünlüklerinden yararlanılması da, bölgesinde önemli bir enerji oyuncu olması beklenen ülkenin geleceği açısından büyük önem arz etmektedir.
Bütün bu nedenlerle enerji, Türkiye’deki yatırımlar için en cazip sektörlerin başında gelmektedir. Kamu maliyesinin yatırım finansmanını yeterince sağlayamaması enerji yatırımlarının çoğunun özel sektör tarafından yapılmasına neden olmaktadır. Türkiye ekonomisinin son yıllarda gösterdiği parasal ve mali performans, yatırım ortamının iyileştirilmesi ile devletin teşvik programları özel sektörün uzun vadeli enerji yatırımlarının artmasını sağlamıştır. Enerji odaklı yatırımlara ilaveten, Türkiye’de yatırım yapan şirketlerin bazıları da dünya çapında rekabet eden güçlü inşaat ve taahhüt şirketleridir. Bu şirketler rekabet güçlerini artırmak için konut ve tesis inşaatlarında enerji verimliliği konusuna önem vermeye başlamışlardır. Gerek enerji gerekse inşaat şirketleri hem teknoloji hem de yetişmiş insan gücü açısından ciddi sorunlar yaşamaktadırlar. Enerji şirketlerinin genellikle İstanbul ve yakın çevresinde yoğunlaştığı düşünüldüğünde, İstanbul’da enerji konusunda eğitim veren daha fazla yüksek öğretim programına ihtiyaç olduğu gözlemlenmektedir.
Ülkemizde son yıllarda enerji konusunda bazı yüksek lisans programları açılmış olsa da, bu programlar içerik ve yapısal özellikleri itibarıyla ihtiyacı karşılayamamaktadır. Söz konusu programlar genellikle enerjinin bazı alanlarına yoğunlaşmış olup, enerjinin disiplinlerarası bir konu olduğu gerçeği gözden uzak tutulmuştur. KHAS’ta 2016-2017 ders yılında açılan Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Tezli Yüksek Lisans Programı’nın, sosyal bilimler ve fen bilimleri ile mühendislik alanlarında birbirinden farklı disiplinleri içermesi açısından önemli bir açığı kapatacağı düşünülmektedir. Programın CESD-Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi’yle koordineli yürütülmesi de disiplinlerarası araştırma ve uygulama ile güçlü bağların kurulması açısından önemlidir.
Tüm bu faktörler düşünülerek oluşturulmuş olan Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir KalkınmaProgramı’nda, temel enerji bilimi ve mühendisliği, enerji ekonomisi ve piyasaları, sürdürülebilir enerji yönetimi ve enerji politikaları ve jeopolitiği gibi dört ana konuda program içinden ve dışından alınacak seçmeli dersler sayesinde öğrencilerin farklı enerji konularında uzmanlaşmaları amaçlanmıştır. Dersler teorik bilgilerin yanı sıra gerçek hayat pratiklerinden örnekler ile zenginleştirilerek, gerçek örnekler konunun uzmanı kişiler tarafından seminerler ile desteklenmektedir. Programın farklı alanlarda lisans derecesine sahip öğrenciler için sunacağı en önemli avantaj, ülkemizde benzerinin bulunmaması ve önemi giderek artan sürdürülebilir enerji konusunda uzmanlaşma imkânını sağlamasıdır. Program tamamen İngilizce olup, bu sayede mezunların Türkiye veya yurt dışında sürdürecekleri kariyerlerinde rekabet güçlerinin artırılması sağlanmaktadır. Tezli olarak verilmekte olan program, öğrencilerin değişik kariyer ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde planlanmıştır.